Sanayi Devrimi, 18. yüzyılda İngiltere'de başlayarak kısa sürede tüm dünyaya yayılan, insan ve hayvan gücüne dayalı üretimden makine gücüne geçişi ifade eden, ekonomik, toplumsal ve kültürel büyük bir dönüşümdür. Bu köklü değişim, üretim süreçlerini, çalışma düzenlerini ve toplumun genel yapısını temelden etkilemiştir.
Sanayi Devrimi'nin ortaya çıkışını tetikleyen birçok faktör bulunmaktadır:
Tarım Devrimi ve Nüfus Artışı: 17. yüzyıldan itibaren gelişen tarım teknikleri, gıda üretimini artırarak nüfusun beslenmesini iyileştirmiş ve nüfus artışına yol açmıştır. Kırsal bölgelerdeki fazla işgücü şehirlere akın ederek sanayi için ucuz bir işgücü kaynağı oluşturmuş, artan nüfus ise üretilen mallar için geniş bir iç pazar sağlamıştır.
Hammadde ve Enerji Kaynakları: İngiltere'nin zengin kömür ve demir yataklarına sahip olması, buharlı makineler için gerekli enerjiyi (kömür) ve yeni makinelerin inşası için hammaddeleri (demir) temin ederek önemli bir avantaj sunmuştur.
Sermaye Birikimi: Sömürgecilik, deniz ticareti ve bankacılık faaliyetleri sonucunda İngiltere'de büyük bir sermaye birikimi oluşmuştur. Bu birikim, yeni fabrikaların kurulması ve makineleşme yatırımlarının finansmanı için hayati bir kaynak olmuştur.
Bilimsel ve Teknik Gelişmeler: James Watt'ın buhar makinesi, pamuk eğirme makinesi (Spinning Jenny) ve su gücüyle çalışan dokuma tezgahı gibi kritik icatlar, üretim kapasitesini hızla artırmış ve modern fabrika sisteminin temelini atmıştır.
Pazar Ortamı ve Politik İstikrar: İngiltere'nin geniş sömürge imparatorluğu, sanayi ürünleri için hazır ve büyük dış pazarlar sunmuştur. İç pazarda gümrük duvarlarının olmaması ticareti kolaylaştırmıştır. Ayrıca, ülkedeki siyasi istikrar, özel mülkiyet haklarının güvence altına alınması ve serbest piyasa ekonomisini destekleyen yasalar, girişimciliği ve yatırımı teşvik etmiştir.
Sanayi Devrimi'nin bireylerden küresel düzeye kadar uzanan derin ve kalıcı sonuçları olmuştur:
Ekonomik Dönüşümler: Fabrika sistemiyle birlikte kitlesel üretim yaygınlaşmış, kapitalist sistem güçlenmiş ve ekonomide tarımın yerini sanayi sektörü almıştır. Küresel ticaret hacmi büyürken, gelir dağılımındaki eşitsizlikler belirginleşmiştir.
Sosyal Değişimler: Kırsal alanlardan şehirlere yaşanan yoğun göç, kentleşmeyi hızlandırmış ancak beraberinde çarpık kentleşme ve altyapı sorunlarını getirmiştir. Sanayi burjuvazisi ve işçi sınıfı (proletarya) gibi yeni toplumsal sınıflar oluşmuş, uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve yetersiz iş güvenliği gibi kötü çalışma koşulları işçi hareketlerinin ve sendikalaşmanın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durum, yoksulluk ve hastalık gibi sosyal sorunları tetiklerken, sosyal devlet anlayışının gelişimine zemin hazırlamıştır.
Politik Etkiler: Sanayileşen devletler, hammadde ve pazar arayışıyla emperyalist faaliyetlerini yoğunlaştırmış, uluslararası rekabeti artırmıştır. İşçi sınıfının sorunlarına çözüm arayan sosyalizm ve komünizm gibi yeni ideolojiler doğmuş, bu da siyasi sistemlerde demokratikleşme yönünde baskılar yaratmıştır.
Çevresel ve Teknolojik Gelişmeler: Fabrikaların yayılması hava ve su kirliliğini artırmış, doğal kaynakların aşırı tüketimine yol açmıştır. Aynı zamanda, buharlı lokomotifler, gemiler ve telgraf gibi icatlarla ulaşım ve iletişimde devrim yaşanmış, bilim ve teknolojiye yapılan yatırımlar artmıştır.